3 Aralık 2022 Cumartesi

 TASARIM EĞİTİMİ TARİHİ VE WİLLİAM MORRİS - 2

 

 

Fransa da sanayinin ihtiyaç duyduğu tasarımcıları yetiştirebilmek için sanat eğitimine giderek artan bir önem vermiştir.

Bu amaçla Delacroix ve Ingres, gibi ünlü Fransız sanatçı ve akademisyenlere bir rapor hazırlatılmıştır.

Bu raporda geometrik çizim metotlarıyla sanayi dünyasının lideri Fransa nın konumunu zayıflayacağını ifade edilerek akademik sanat eğitiminin de verilmesi gerektiği belirtilmiştir

Bu dönemde İngiltere de yayınlanan ve o dönemin sanat eğitimi anlayışına yönelik hazırlanmış çeşitli kitaplar bulunmaktaydı.

Bunlar içinde en önemli olanlarından biri William Dyce ın Devlet Tasarım Okullarının Çizim Kitabı (The Drawing Book of the Government School of Design) idi tarihli (1854 de  kadar yaygın olarak kullanılmadı) Dyce ın bu kitabı önceki sanat eğitimi yöntemlerinden farklı idi.

Oda geometrik çizimlere dayanan bir sanat eğitimi anlayışına sahipti fakat doğayı model alıyor, doğadan geometrik şekillere gidilmesi gerektiğini düşünüyordu.

Kitabı pedagojik boyutta ele alınmıştı.

Kitabın ilk bölümü geometrik tasarımlardan ve 45 tane şematize edilmiş soyut örneklerden oluşan uygulamalardı

Bu uygulamalar çeşitli geometrik yaprak figürlerinden oluşmaktaydı

Kitaptaki egzersizler gittikçe zorlaşan bir özelliğe sahiptir ve çocuklardan çok gençlere ve yetişkinlere yöneliktir.

Egzersizler temel bitki formları, ağaçlar, yaprakların bir eksen etrafında teğet kıvrımlardan oluşan hatlar şeklinde düzenlemesi ve düz çizgi ve çokgenlerden oluşan geometrik şekillere dönüştürülmesine dayanıyordu.

 Kitabın ikinci bölümünde Dyce ın özgür tasarım açısından yenilik teşkil eden süs amaçlı çizimleri bulunuyordu.

Başlangıçta geleneksel bitki formları çeşitli uygulamalarla anlatılıyordu.

İçinde karmaşık süslemeler bulunan bu uygulamalar giderek şematik tasarımlara dönüşüyordu

Bu dönem içinde karşılaştığımız diğer bir eser 1949 da J. D. Hardind in yazdığı Sanat Üzerine Dersler (Lessons On Art) isimli kitabıdır.

Yayınlandığı dönem çok popüler olmuş ve gelecek otuz yıl boyunca on kere basılmıştır

Bu kitabın en büyük özelliği yayınladığı döneme göre ilerici yöntemler içermesiydi.

Bu yöntemler on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra ilkokullarda yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Bu yönteme göre ilk derste herhangi bir alet kullanılmadan çocuktan düz çizgi çekmesini isteniyordu.

Düz çizginin sonra sıra üçgenler, dörtgenler, eğri ve katı geometrik şekiller çizmeye geliyordu.

Kitabın ikinci bölümünde ise bu soyut şekillerden artık basit nesne ve binaların çizimine geçiş vardı.

Kesişen paralel çizgiler artık çit veya köprü haline getiriliyordu.

Çeşitli geometrik çizim çalışmaları Kitabın üçüncü bölümünde yuvarlak katı cisimler yapay geometrik şekiller ile basitleştirilmiş perspektif kompozisyonları yaptırılıyordu.

Daha karmaşık nesneler, büyük bina ve peyzaj çizimleri takip eden bir sonraki bölümde yer almaktaydı.

Bu sanat eğitimi sistemi soyut şekiller ve gerçek arasında dinamik bir gerilim yaratmaya dayanıyordu.

Böylece üç boyutlu nesnelerin iki boyutlu yüzeye aktarımı çocuk için daha kolay ve çabuk kavranır oluyordu.

Tüm bu eğitim sanayinin ihtiyaç duyduğu tasarımcı ihtiyacını karşılamaya yönelikti ve bu ihtiyaç orta sınıfın çocuklarından karşılanmaktaydı.

Dolayısıyla bu sanat eğitimi orta sınıfın çocukları için tasarlanmıştı diyebiliriz.

Bunlardan bir diğer ise, Teknik Ressamlar İçin Endüstri Tasarımı Kitabı (1855), idi ve 19. yüzyılın yarısı boyunca tasarımcıların eğitimi için başarılı bir şekilde kullanıldı

Bu kitap mekanik aletler ve makine çizimleri, mühendislik çizimleri, geometrik çizimlerin nasıl yapılacağı ile ilgili bilgileri içeren kılavuz kitapların ilkiydi

Bir buhar motoru ile çalışan Ortografik projeksiyon makinası çizimi.

William Morris in Tasarım Eğitimi Anlayışı İngiliz sanat kuramcısı John Ruskin makinenin uygunsuz, düzensiz, fonksiyonsuz biçimler ürettiğini, el sanatlarına, doğaya yeniden dönülmesi gerektiğini savunmuştur.

Bu fikirler William Morris i etkilemiş ve bu konuda çalışmalara devam etmiştir.

Waltham Stow da dünya ya gelen Morris, rahiplik eğitimi ile öğretimine başlayan ressam, şair, mimar, politikacı ve yayımcı olarak hayatına devam etmiş olan sanatın pek çok kolunda ürün vermiştir.

İngiltere nin 19. yy da yetiştirdiği dünya sanatında çok büyük bir yeri olan, Arts and Crafts akımının öncüsüdür.

Morris, Oxford Üniversitesi nde teoloji eğitimi almış, mimarlık ve resim konularıyla ilgilenmiş ve bir tasarım firması kurmuştur.

Kurduğu bu firmada sanat değeri olan işlevsel eşyalar üreten W. Morris her sanatçının, aynı zamanda bir zanaatçı olduğunu ve makinenin el sanatlarını yok ettiğini savunmuştur

Sanatçının işini çok sevmesinin, onu başarıya götüreceğine inanarak, ortaçağ sanatında üstün değerlerin ortaya çıkmasını, buna bağlamıştır.

Ortaçağın sanat sorunu duvarcıların, boyacıların sanatçı sayılamayacağı konusunda birleşirken, Morris çağdaş toplumda, makinenin ortaya çıkışıyla karşılaşılan sanat objesinin birden fazla ve çeşitte yapılmasının sanat olamayacağı ve gerçek sanat objesinin, sanatçı tarafından üretilmesi gerektiğini savunmuştur.

Öğretisinin dayandığı temel; sanat ve zanaat ilişkisidir.

Morris in bu  düşünceleri Avrupa ya çabucak yayılmıştır.

Bu amaçla; Londra da kurulan sanat ve zanaat merkezi olan Central School Art of Craft, isimli çıraklık okulu oluşturulmuştur.

Morris in bu düşünceleri Akademilerde verilen sanat eğitiminin güzel sanatlar ve uygulamalı sanatlar diye ikiye ayrılmasına neden olmuştur

Bu durumun sanat eğitimi tarihi için bir dönüm noktası olduğu söylenebilir.

Öğretim bu okullarda klasik örneklere ve geometrik çalışmalara dayandırılıyordu.

Verilen sanat eğitiminde basitten karmaşığa doğru ilkesi benimsenmiştir.

Tüm öğretim birbirini izleyecek şekilde sunuluyordu.

Yağlıboya ve heykelden ya da grafik, tekstil gibi bir tasarım çalışmasından önce desen; ton, tek renkli çalışma ve renkten önce çizgi, hacimsel kalıp ve canlı model çalışmalarından önce düz, yüzeysel ve cansız nesneler gelmiştir.

Bu yöntem akademiler, sanat okulları dışında ilköğretim okullarında bile desen derslerinde kullanılmıştır

Endüstri Devrimi nin ilk başladığı ülke olan İngiltere de tüm bu gelişmelere ve gereksinimlere bağlı olarak ilk önce 1847 de Art Manufactures i kurarak makine ürünlerine estetik bir yön kazandırmak gerektiğini düşünen Henry Cole ün , daha sonra Arts and Crafts Akımı nın öncülerinden sanatçı ve eleştirmen John Ruskin ve William Morris in seri üretim sonucu ortaya çıkan estetik ve kaliteden uzak ürünlerden dolayı bir kaygıları oldu.

Ruskin: Teknoloji, güzelliği, kaliteyi, ahlaki boyutu ve samimiyeti yok ediyor.

Oysa zanaatçı, yaptığı işten baştan sona zevk almalıdır diyordu.

Morris, çağındaki parçalanmaya çare olarak, geçmiş devirlerin sanatsal bütünleşmesine dönülmesini öneriyordu.

Sanatın, politika, din, ahlak ilkelerinden ayrı tutulmadığı kültürel bir bütünleşmenin yeniden gerçekleşebileceğine inanmaktaydı.

W. Morris, gerçekte geriye dönük bir romantikti.

El sanatlarının yeniden canlanması yanlısıydı

Endüstrileşmenin getirdiği yeni biçim ve yaşam tarzı sonucu Morris, sanatın yeni gereksinmelere cevap verebilmesi için mevcut sanat eğitiminin değişmesi gerektiğini savunuyordu.

Böylece W. Morris in fikirlerinin ileriye dönük yönleri doğrultusunda endüstriyel ürünlerin tasarıma ihtiyacı olduğunu ve iyi tasarlanmış bir ürünün hem göze hoş görüneceği hem de ekonomik olacağını düşünen devlet tarafından İngiltere de uygulamalı güzel sanatlar eğitimi veren okullar açılır ve orta dereceli okullara da iş eğitimi dersleri konur.

İngiltere deki bu gelişmeler Avrupa kıtasında özellikle de hızla endüstrileşen Almanya da etkili olur.

Morris öğrencilere 1877 yılında vermeye başladığı sanat derslerinde; kendi sanatlarını doğayı izleyerek, eski sanatları inceleyerek yaratacaklarını öğretir.

Tasarımlarında üç kuralı vardır:

1) Kullandığı malzeme ve teknikleri iyi tanımak.

2) Geometrik formdan kaçmak ( doğallıktan uzaklaşmamak için ), renklerin temiz olması ve gölgelemelerin açıklayıcı özellikte olması.

3) Sanat tarihi okuyarak eski çalışmalardan yararlanmak.

Bütün bu kuralları tasarımlarında uygular.

Örneğin o dönemde genelde geometrik formları duvar kağıtlarında uygulamaktaydılar, ancak Morris bunlardan hiç hoşlanmamış ve kendisi eski tarzda duvar kağıtları tasarlamıştır.

Sarmaşık güller, kuşlar ve böcekler, papatya ve meyve ilk örnekleridir.

En iyi duvar kağıtların yıllarında yapmıştır sonrasında da bu duvar kağıtlarından tasarlamıştır, öyle ki Naturalizm modası geçmesine rağmen beğenilmiştir.

Desenlerinde genelde büyük motiflerin arkasına küçük noktalar ve asma filizleri yerleştirerek doğal derinlikler yaratmaya çalışmıştır.

İngiltere de resim-iş akımının savunucusu olan William Morris, bu yolla toplumun yeniden biçimlendirilebileceğini savunmuş, Kraliçe Victorya dönemi süslemeciliğine karşı çıkmıştır.

Morris in savunduğu bu hareketin dört ilkesi; araçlara, kullanıma, yapıma ve gereçlere bakış olarak ortaya konmuştur.

Kurduğu Uygulamalı Sanatlar Okulu programında bu ilkelere dayalı tasarım dersleri ağırlıklı olmuştur

Sanatın bir ders olarak okullara girişi endüstri devrimi döneminde gerçekleşmiştir.

 Sanayi Devrimi ile birlikte güzel sanatlar alanında tasarım, üretilen malın satılması amacıyla ön plana çıkmıştır.

Endüstri nin hızla gelişimi, endüstriyel tasarıma gereksinimi de büyük boyutta gündeme getirmiştir.

Bu gereksinimle birlikte okullara sanat dersi girer ve İngiltere de Arts and Crafts hareketini doğurur.

Yeni gereksinimler için yeni sanat eğitiminin verilerek, günlük yaşamın bir parçası olması gerektiği görüşünü savunan Arts and Crafts hareketinin bir sonucu olarak İngiltere de Uygulamalı Güzel Sanatlar Eğitimi veren okullar açılmıştır.

William Morris, sanayi devriminin bir sonucu olan üretim bandından çıkan ürünlerin ucuz ve kötü olduğunu savunarak mallarının niteliksizliğini vurgulamış ve geçmişin el sanatlarına dönmeyi amaçlamıştır.

Ancak bu yoldaki çabaları geleceğe yön veren tasarım atılımları geliştirmiştir.

El sanatlarını yeniden canlandırma çağrısı, malzemeye sadık kalmak, işlevsel nesneleri güzel yapmak, tasarımın işleve uygun olması gibi ilkeler, sonraki nesillerce sanat ve el sanatları değil, sanat ve endüstriyi birleştirme adına uyarlanmıştır.

Sanat kurallar ve ölçülerle belirlenemez, duygusal bir biçim anlayışına dayanır ve John Ruskin ve William Morris gibi sanatçılar makinenin bu formları meydana getiremeyeceğini düşünmüşlerdir.

Morris ve arkadaşları için makine ve onunla ilgili her şey lanetlenecek icatlarken, Bauhaus un kurucusu olan Walter Gropius ve arkadaşları için makine ancak bir araçtır ve ona karşı değil, onunla birlikte yeni adımlar atılmalıdır.

Morris her ne kadar başlangıçta makineye karşı görünse de sonunda o da bu karşıt görüşünde zamanla yumuşama eğilimine girmiştir.

Kendisinden sonra gelen birçok sanatçıyı da etkileyen Morris, sanat ve sosyal hayat arasında ilişkiyi modern anlamda kavrayıp teorik ve uygulamayla bir köprü oluşturan bir sanatçıdır.

Morris aynı zamanda Bauhaus Okulu nun hazırlayıcısı ve sanatın büyük dönüşümü olarak kabul edilen modernizmin temelini oluşturmuştur.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  SANAT EĞİTİMİ Sanatın Tanımı Günümüzü algılayıp anlamak, günümüze kadar geçmişte olup bitenleri ve yapılanları öğrenmek, bilmekle g...