5G Teknolojisi Bağlamında
ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş
İnternet Teknolojileri Kimin Tarafından Kontrol
Edilecek ?
Son zamanlarda gündemin ön
sıralarını işgal eden ABD – ÇİN ticaret savaşının tüm dünyayı etkilediğini gözlemlemekteyiz.
Dünyanın birinci ve ikinci
ekonomik güçlerinin her alanda gizli ve açık bir
yarışma içerisinde oldukları bir dönemden geçmekteyiz.
ABD ve ÇİN arasındaki
rekabetin etkilemediği alan yok gibidir.
Türkiye’miz açısından ABD ‘nin ve AB’nin ÇİN
mallarından bir ölçüde vazgeçip Türkiye’den ithalat yapmaları söz konusu
jeopolitik hengame içerisinde ülkemiz için bir fırsat penceresi olarak
değerlendirilmektedir.
Neokapitalizmin 1970’lerde
başlayan altın dönemi bugünlerde sona ererken, merkez ülkelerdeki
delokalizasyon furyası yavaşça relokalizasyona doğru evriliken Türkiye
relokalizasyon öncesi ÇİN’in yerini dış ticarette kapma fırsatlarını elinden
geldiğince değerlendirmeye çalışmaktadır.
Ancak dünya ticaretini bir
anlamda olumsuz olarak etkileyen söz konusu jeopolitik rekabetin stratejik
önemdeki bölümü teknoloji, özellikle
uç teknolojiler alanında cereyan etmektedir.
ABD – ÇİN Rekabetinde 5G
Teknolojisi ve HUAWEİ konusu
Bu bölümde Le Monde
Diplomatique’in kasım 2020 sayısında yer alan Evgeny Morozov’a ait “5G
etrafında Jeopolitik Savaş” adli makalesinden yararlanacağım. Morozov, “The
Syllabus” isimli bir portalın kurucusu ve editörü.
“Her şeye çözüm için
tıklayınız ; Teknolojik sapma” adlı bir eseri mevcut.
Morozov’un makalesi ÇİN ile
ABD arasındaki rekabetin belkemiğini oluşturan uç teknolojileri ve bu arada 5G
teknolojisi ile HUAWEİ şirketi örneğini derinlemesine inceliyor.
Morozov, teknolojik üstünlüğün
jeopolitik hakimiyet açısından ne denli önem taşıdığını örnekleri ile izah
ediyor.
HUAWEİ grubu ve ÇİN
Daha 1974 yılında Huawei
henüz küçük çaplı bir girişim iken, kurucusu Ren Zhengfei, dönemin devlet
başkanı Jiang Zemin ile görüşmesinde, telekomünikasyonun milli bir mesele
olduğunu ve söz konusu alanda teknik donanıma sahip olamamanın ordusuz kalmak
ile eşdeğer olduğunu ifade etmişti.
HUAWEİ zaman içinde
gelişerek ÇİN’in en stratejik kuruluşlarından biri durumuna geldi. Huawei 170
ülkede 194000 kişi istihdam ediyor.
Huawei artık 5G
teknolojisinin dünyadaki en önde gelen temsilcisi durumunda.
Huawei 2020 yazında akıllı
telefon satışlarında SAMSUNG grubunu geçti.
İnovasyon alanında en
başarılı girişimler arasında yerini alan
HUAWEİ,’nin HiSilicon branşı, Kirin yongasını üretti.
Kirin yongası, pazardaki en gelişmiş yapay
zeka uygulamalarında kullanılmakta.
HUAWEİ (R&D) araştırma
geliştirme alanında yıllık karının yüzde 10’undan fazlasını yani 2019’da 15
milyar dolar, 2020’de 20 milyar dolar ayırmakta ve bu alanda APLE ve
MİCROSOFT’un önünde yer almaktadır.
(Söz konusu miktarın ne
kadar yüksek olduğunu algılamak için, koskoca Alman
otomotiv sanayiinin R & D’ye 2018 yılında 30
milyar dolar ayırdığını belirtmek yeterli olur.
5G teknolojisi her çeşit
alet arasında iletişimin çok daha hızlı oluşmasını sağlayacaktır. (IoT /
nesnelerin interneti).
Öte yandan Huawei’nin
aysbergin görünen kısmı olduğunu , Çin’in
uç teknolojik alanda faaliyet gösteren bir dizi şirket ile teknoloji pazarında
liderliğini sağlamaya çalıştığı görülmektedir.
ZTE, WeChat, Tik Tok, gibi
Çin firmaları teknoloji alanındaki Çin üstünlüğünü pekiştirmekte üstlerine
düşenleri yerine getirmektedir.
Birçok ülke bu arada
İngiltere ABD’nin baskısı altında iletişim sektörlerindeki Huawei ekipmanlarını
kullanımdan kaldırmak zorunda bırakıldılar.
Ancak daha 1990’lı
yıllardan itibaren Huawei ilerisini görerek, kar marjlarının düşük olduğu
üçüncü dünya ülkelerinde yatırım yaparak, afrika, güney Amerika gibi
dünyanın birçok coğrafi bölgesinde köprü başları tutmuştur.
Bu arada TRUMP, hükümetin
resmi emeklilik fonlarının portföylerinde Huawei’nin ve Çin şirketlerinin hisse
senetlerine yatırım yapmalarını engelledi.
Bu arada ABD milli emniyet
ajansı Huawei’nin muhtemel casusluk faaliyetlerini araştırmak için derin
çabalar sarf etmesine rağmen Huawei’nin böylesi bir faaliyetini doğrulayacak
herhangi bir delil elde edemedi.
Tam tersine huawei NSA’nın
dost, düşman ülkelerdeki casusuluk faaliyetlerini serbestçe yürütmesini bir
anlamda engelledi.
(Edward Snowden’in NSA’nın casusuluk
faaliyetleri ile ilgili 2013 yılındaki ifşaatı hatırlardadır).
Huawei örneğinin diğer bir
boyutu ise Fikri haklar konusunda taşıdığı önemdir.
Bir smatphone / akıllı
telefon 250.000 adet patent ile korunma altına alınmıştır.
Dolayısıyla 5G teknolojisi
aynı zamanda bir patent ağı içermekte ve söz konusu patent ağları
ticaret savaşının ciddi bir boyutunu oluşturmaktadır.
Bu patentler SEP / standart
Essential Paterns normlarına uymak durumundadır.
SEP kalifikasyonuna sahip
patentler 5G teknolojisi normları ile uyumludur.
Bu patentlerin ağırlığı son
yıllarda ABD’den asya ülkelerine doğru kaymıştır.
Patent dediğinizde
devreye telif ücretinin girdiğini (fikri hak anlamında) anlamak
gerekir.
ABD firması Qualcomm, 2G
teknolojisi patentlerinin sahibi olarak 2001 senesinde Huawei firmasından 5
milyar dolara yakın patent telifi tahsil etmiştir.
Huawei ileriki yıllarda bu
monopolü kırmayı hedef edinmiştir.
Zaman içinde Huawei bu
monopolü kırarak 5G teknolojisine bağlı SEP standartlı patentlerin çoğunu elde
edebilmiştir.
1998 yılında ABD şirketleri
Çin şirketlerine kıyasla 26,8 misli patent telifi elde ediyorlardı. 2019 yılına
gelindiğinde bu oran 1,7’ye düşmüştür.
ABD Çin ve teknoloji
şirketlerine karşı belli başlı üç değişik strateji öngörmekte.
Birincisi bizzat Trump’ın,
Genel ticari denge içerisinde Çin firmalarını ancak belli bir ölçüde
sıkıştırarak toplamda ticari dengeyi ABD’nin lehinde tutmak. İkincisi ABD
başkanının ticaret danışmanı ve ABD ticaret temsilcisinin Çin şirketlerine
karşı uygulanan yaptırımları genişletme yönündeki maksimalist
tutumu. Üçüncüsü, sanayi askeri kompleksin güvercin stratejisi.
Bu üçüncü yaklaşıma göre
Çin ticari açıdan gelir sağlayıcı bir pazar oluşturmakta. Nitekim Huawei
firması bir başına ABD firmalarından 19 milyar dolarlık malzeme satın aldı.
Dolayısıyla kısıtlama
stratejisi Çin ile ticaret gelirlerinin ABD’nin ticari rakiplerine kaptırılması
anlamına gelecektir.
Çin ABD ticari anlaşması bu
yıl Covid 19’un Çin’de patlak vermesi ile zarar gördü. ABD’nin Huawei’ye
uyguladığı baskı ve izolasyon stratejisi yeniden güç kazandı.
ABD Çin ticari savaşının
2020 içerisinde alevlenmesi ise Çin için iyi olmadı. Nedeni, Çin’in tüm
teknolojik gelişmelerine rağmen hala, halihazırda bazı uç teknolojik
bileşkeleri /komponentleri henüz imal edememesi ve bunların henüz Çin’de de
üretilememesidir.
Bu komponentlerin en
önemlisi, KİRİN yongaları olmaktadır.
Kirin yongaları Çin’de tasarlanmakla birlikte
basılmaları Çin dışında olanaklıdır.
Bu yongalar Yapay Zeka ile
ilgili ürünlerde kullanılıyorlar.
Çin şimdiye kadar
teknolojik alanların bir kısmında, örneğin yüz tanıma teknolojilerinde yol
almakla birlikte bu çabaları ucuz araştırma personeli işgücüne dayanmakta idi.
Çin bu nitelikli ve ucuz
işgücünü kullanarak sonsuz sayıda veri biriktirmişti.
Çin bu suretle otomatik
öğrenme algoritmaları geliştirmişti ,
ncak bu strateji Çin’in
dışarıdan örneğin Taiwan’dan malzeme ithal etme olanağına bağlı idi.
ABD kısıtlamaları Çin’i bu
alanda zor duruma soktu.
Arz zincirinin kırılması
Çin yapay zeka sanayiini zor durumda bıraktı.
ABD Çin’in arz zincirini
kırarak HiSilicon firması aracılığı ile kendi /yarı iletkenlerini üretmesini engellemeye
çalışmakta.
ABD aynı zamanda yarı
iletken üreticisi firmalarına 10 milyar dolarlık bir yardım paketini “Chips for
America Act “ (özel bir yasa ile) yürürlüğe soktu.
Bir yandan da Trump Çin’in
Tik Tok firmasına karşı bir dizi girişim başlattı.
Çin bu denli saldırgan bir
strateji uygulamamakla birlikte, Xi Jinping aracılığı ile 2025 yılına kadar
birçok temel teknolojide Çin;in liderliğini sağlamak amacı ile 1400 milyar dolarlık
bir planı yürürlüğe soktu.
Çin ayrıca kendi
kontrolünde kendine ait “Global Data Security Initiative” / Toplu veri
güvenliği inisyatifi adlı bir uluslararası ağ oluşturmakta.
Huawei, yüksek
teknolojik malzeme arzı kısıtlamalarına karşı geçici bir tedbir
olarak bunları geçtiğimiz sene içerisinde yüksek miktarda stoklamıştı.
Fakat esas tedbir olarak
Çin 5G teknolojisi çerçevesinde kendi işletim sistemini yürürlüğe sokmayı
amaçlamakta.
Sonuç
Tek kutuplu dünya, yerini
iki başat ekonomik gücün yer aldığı bir ortama bırakmış görünmekte.
ABD ve Çin. Bu iki dünya gücü arasındaki
rekabet önümüzdeki seneler giderek her alanda yoğunlaşacak.
Askeri, ekonomik,
teknolojik alanlar söz konusu rekabetin kızışacağı belli başlı alanlar.
Teknoloji alanında hangi
gücün daha başarılı olacağı ise, dünyamızın jeopolitik dengelerini tayin
edecektir.
Çin’in bu alanda 1970’li
yıllardan beri bilinçli bir strateji güttüğünü görebiliyoruz.
Çin ürettiği yüksek katma
değerli teknolojik ürünlerin uç teknolojiye bağlı bileşenlerini artık bizzat
üretmeyi başarıyor.
ABD ise daha ziyade taktik
hamleler ile ticari savaşlar yardımı ile üstünlük sağlama peşinde.
Teknoloji alanındaki
mücadele blokchain (zincir blokları) teknolojisi alanında ve bu teknolojinin en
bilinen kullanım alanı olan kripto paralarda da görülmekte.
Bitcoin, Ethereum gibi
kripto paraların benzerleri ABD Federal Reserve (FED) , Çin, birçok diğer ülke
ve hatta Facebook gibi önde gelen teknolojik şirketlerin benzer
kripto paralar (LİBRA) gibi) üretilmekte.
Kuşkusuz teknolojinin başat
bir rol oynayacağı bir dünyanın eşiğine adım atmış bulunmaktayız.
Son söz
Huawei kurucusu Ren’in
dediği gibi : “Teknolojik bağımsızlık olmaksızın milli, ulusal bağımsızlık
olası değildir".
2- ABD / ÇİN toplam ithalat, ihracat yıl : 2018
Toplam ticaret hacmi : 739 milyar $
ABD’nin toplam Çin ithalatı : 559 milyar $
Çin’in toplam ABD ithalatı
: 180 milyar $
3- ABD’nin Çin’den ithalatı . (Sektörler
itibarı ile ) yıl : 2018
Bilgisayar ve elektronik
: 186,5 milyar
$
Elektrik ekipmanı
: 49,9
milyar $
Çeşitli imalat
: 44 milyar
$
Makine aksamı
: 38,7
milyar $
Konfeksiyon
: 29,8
milyar $
Metal Eşya
/aksam 26,5
milyar $
Mobilya
: 25,8
milyar $
Nakliye ekipmanları
: 21,7
milyar $
Kimyevi maddeler
: 21,4
milyar $
Plastik ve kauçuk ürünler
: 20,2
milyar $
4- Çin’in ABD’den ithalatı (sektörler itibarı ile)
2018
Nakliye
ekipmanı 27,8
milyar $
Bilgisayar ve
elektronik 17,9 milyar $
Kimyevi
maddeler 16,2
milyar $
Makine
aksamı 11,1
milyar $
Petrol ve gaz 7,1
milyar $
Tahıl 5,9
milyar $
Çeşitli imalat
ürünleri 3,7
milyar $
Atık ve
hurda 3,5
milyar $
Elektrik ekipmanı 3,4
milyar $
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder